Bir gün internette rastgele gezerken introvert (içedönük) kavramıyla karşılaştım. Susan Cain Ted videosunda içe dönüklük hakkında aklımdakilerden farklı şeylerden bahsediyordu. Küçük bir araştırma yapınca aslında içe dönüklüğün bana ne kadar uyduğunu fark ettim. Daha fazlasını öğrenmek için Susan Cain’in Sakinler de Kazanır kitabını okumaya başladım.
Kalabalık ortamlarda
çok yoruluyor ve enerjinizin düştüğünü mü düşünüyorsunuz? Enerjinizi yükseltmek
için yalnız kalıp kendinizle zaman geçirme ihtiyacı mı duyuyorsunuz? Havadan
sudan konuşmaktansa daha derin sohbetler etmeyi mi tercih ediyorsunuz? O zaman içe dönük özellikleri taşıyan biri olabilirsiniz. Ve Sakinler de Kazanır kitabı içe dönüklüğü anlamanıza yardımcı olabilir.
Bu yazımda bu kitaptan
yola çıkarak introvert (içe dönük) ve
extrovert (dışa dönük) kavramlarını, içe dönüklüğün ne olup ne olmadığını, düzeltilmesi gereken bir kusur olup
olmadığını, içe dönüklerin hayatlarını kolaylaştırmaları için neler
yapabileceklerini anlatmaya çalışacağım. Eğer içe dönük olduğunuzu
düşünüyorsanız, içe dönüklüğü merak ediyorsanız ya da çevrenizde içe dönük insanlar
varsa bu kitaptan ve yazıdan yararlanabilirsiniz.
İçe dönük (introvert) - dışa dönük (extrovert) ve ambivert farkları
İçe dönüklük ve dışa dönüklük kişilik teorilerinin merkezinde olan özelliklerdendir. 20. Yüzyıl
başlarında Carl Gustav Jung sayesinde
popülerleşmiş kavramlardır. Kitapta bu kavramlar ile ilgili farklı farklı deneyler
ve bilimsel çalışmalara değinilmiş, bu sayede içe dönüklüğün daha iyi
anlaşılması sağlanmış.
Peki
içedönük ile dışadönük arasındaki temel fark nedir?
İçe dönük,
enerjisini kendi kendine geçirdiği zamanlardan alırken, dışa dönük enerjisini
başka insanlarla geçirdiği zamanlardan alıyor. Ya da başka bir deyişle; içe dönükler, başka insanlarla vakit geçirirken enerjileri düşüyor, dışa dönükler yalnız vakit geçirirlerken enerjileri düşüyor. Bu yüzden; bir içe dönük çok
kalabalık ortamlarda bulunduğu zaman bir süre sonra yalnız kalma ihtiyacı
hissediyor. Çünkü yüksek duyarlı olan içe dönük kalabalıkta çok fazla uyarılıyor
bu da onu dönüklüklere kıyasla daha fazla yoruyor. Düşük duyarlı olan dışa dönükse yalnız olduğunda daha fala uyarılma ve sosyalleşme ihtiyacı
hissediyor.
Yani içe dönük ve dışa dönük arasındaki temel fark enerjilerini hangi durumlardan aldıkları
diyebiliriz.
Tabi
şunu da vurgulamam gerekir: kimse tamamen içe dönük ve ya dışa dönük değildir.
Kimisi içe dönüklüğe daha olmasına rağmen bazı durumlarda dışa dönük özellikleri
gösterebilir ya da tam tersi olabilir. İki kavrama da aynı uzaklıkta bulunan
kişiler ise ambivert olarak
tanımlanıyor.
İçe dönüklük nedir? Ne değildir?
Kitabın her bölümünde
içe dönüklüğün ne olduğu, büyük bir potansiyel taşıdığı, küçümsenmemesi gerektiği,
göz ardı edilmemesi gerektiğini anlatmış Susan Cain. İçe dönüklerin genel olarak
kişilik özelliklerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz, ama bütün
içe dönüklerin bu özelliklerden hepsine sahip olduğu düşünülmesin. Aynı şekilde
hiçbir dışa dönük bu özelliklere sahip değildir de diyemeyiz çünkü, zaten
kimsenin tamamen içe dönük/dışa dönük olamayacağını biliyoruz.
Tipik bir içe dönüğün özellikleri;
- Sakindir.
- Kitaplardan ve okumaktan hoşlanır.
- Yakın dostları dışında insanlara uzak durur.
- Planlıdır.
- Ani dürtülerle hareket etmekten kaçınır.
- Heyecan verici olaylardan pek hoşlanmaz, olaylar üzerinde ciddiyetle durur ve düzenli bir yaşamdan hoşlanır.
- Hislerini çok sıkı kontrol altında tutar.
- Güvenilirdir, ahlak değerlerine önem verir.
- Konuşmaktan ziyade dinler, konuşmadan önce düşünür ve yazarak kendisini daha iyi ifade ettiğine inanır.
- Havadan sudan konuşmak istemez.
- Yüksek duyarlıdır.
- Telefonda konuşmaktan hoşlanmaz.
- İyi gözlemcidir.
- Dikkatlidir.
- Kendisini sıklıkla yaratıcı ya da sezgileri güçlü olarak tarif eder.
- Canlı rüyalar görür ve genellikle ertesi gün rüyalarını anımsayabilir.
- Yalnız olma ihtiyacı duyar.
Peki içe dönüklük ne değildir? Yanlış anlaşılan
ve içe dönüklükle karıştırılan bazı özellikler var. Örneğin;
- İçe dönüklük asosyallik ya da antisosyallik demek değildir. İçe dönüklerin sosyal becerileri olabilir. Parti ve toplantılardan hoşlanabilirler ama bir süre sonra evde olmayı arzu ederler.
- İçe dönük; insanlardan kaçan kişinin eş anlamlısı değildir.
- İçe dönüklük utangaçlık veya çekingenlik demek değildir. Utangaçlık toplumsal kınanma veya aşağılanma korkusuyken, içe dönüklük aşırı uyarıcı olmayan ortamlara yönelik bir tercihtir.
- İçe dönük olmak konuşmayı sevmemek değildir. İçe dönükler, havadan sudan konuşmayı sevmez ama ilgisini çeken ve üzerine düşünmekten hoşlandığı konularda konuşmaktan zevk alır.
Dışa dönüklüğü yüceltmek, içe dönüklüğü aşağılamak
Sakinler
de Kazanır kitabı genel olarak Amerikan toplumu üzerine çıkarımlarda bulunuyor.
Yine de bizim toplumumuzla paralellik gösterdiği söylenebilir. Artık günümüzde Amerika
kadar olmasa da bizim toplumumuzda da dışa dönüklüğe daha iyi bir kişilik
özelliğiymiş gibi bakılıyor. Sanki herkes her zaman sosyal olmak, konuşkan ve
girişken olmak zorundaymış gibi davranılıyor.
Susan
Cain bu durumun eskiden böyle olmadığını, 1920’lerden sonra kişisel gelişim
rehberlerinin odaklarını içsel erdemlerden dışsal cazibeye çevirdiğini
vurguluyor. Bu değişimle; vatandaşlık, vazife, iyilik, onur, itibar, ahlak, görgü
kuralları, dürüstlük gibi kavramlar yerini edinmesi daha fazla hüner gerektiren
niteliklere bırakmış: çekici, büyüleyici, nefes kesici, alımlı, coşkulu,
baskın, güçlü, enerjik.
Yine aynı tarihlerde ortaya atılan aşağılık kompleksi
kavramı, uzmanların “Her çocuğa sağlıklı bir kişilik” sloganlarıyla “uyumsuz kişiliğe”
sahip sıradan çocukların kişiliklerini geliştirmek amacıyla rehberlik
yapmaları, ebeveynlerin sessizliğin kabul edilemez, girişkenliğin ideal olduğu
düşünceleri, 1960’larda “uyum sağlayamamaktan kaynaklanan anksiyete
için” satılan sakinleştirici ilaçlar yazarın bu konudaki örneklerinden bir
kaçıydı.
Kişilik ve mizaç değiştirilebilir mi?
Az önce
de bahsettiğim gibi zaman içinde dışa dönüklük yüceltilmiş, sakin olmanın yanlış
olduğu düşünülmüş, hatta kişilik sorunuymuş gibi görülerek değiştirilmeye
çalışılmış. Bunlar gerçekten değişebilen şeyler midir? Bizi içe dönük ya da
dışa dönük yapan nedir? Bu doğuştan gelen bir şey mi? Yoksa sonradan kazanılan
bir şey mi? Bunun için öncelikle mizaç ve kişilik arasındaki farkı öğrenmek
gerekir:
Mizaç;
bebeklik ve erken çocukluk döneminde gözlemlenebilir olan doğuştan gelen
biyolojik temelli davranışsal ve duygusal kalıplara atıfta bulunur; kişilik, kültürel etki ve kişisel
deneyim bu karışıma atıldığında ortaya çıkan karmaşık tertiptir.
Kitapta yazdığına göre; yapılan çalışmalar, içe dönüklük ve dışa dönüklüğün yaklaşık
%40-50 oranında kalıtsal olduğunu öne sürüyor. Yani içe dönük-dışa dönük
özelliklerimizin neredeyse yarısı mizacımızda var.
Örnek verilen bir diğer çalışma ise (Schwartz’ın çalışması) kişiliklerimizi
esnetebileceğimizi, ama sadece belli bir yere kadar mümkün olduğunu, mizacın
hayatımızı büyük oranda etkilediğini söylüyor.
Durumculuk
(Situationism) ise insanlar hakkındaki genellemelerimizin aldatıcı
olduğunu öne sürüyor. Çekirdek bir benlik olmadığını, yalnızca X, Y, Z durumlarının
çeşitli benlikleri olduğunu söylüyor.
Little ise
değişmez özelliklerle serbest olanların bir arada bulunduğuna inanıyor. Serbest Özellik Teorisi’ne göre, belli
kişilik özellikleriyle doğar ve kültürel olarak donatılırız ancak kişiliğimizi
“kilit kişisel projeler”e hizmet etmek üzere canlandırabiliriz.
“Diğer bir deyişle, içe dönükler
önemsedikleri işler, sevdikleri insanlar ya da büyük değer atfettikleri
herhangi bir şey uğruna dışa dönükmüş gibi davranabilir.”
İçe dönükler için ipuçları
- İçedönüklerin ve dışadönüklerin farklı şekilde sosyal olduklarını unutmayın.
- Sevdiklerinizin sosyalleşme ve kendinizin yalnız kalma gereksinimlerine saygı gösterin.
- Boş zamanınızı, yapmanız gerektiğini düşündüğünüz şekilde değil, sevdiğiniz şekilde değerlendirin.
- Serbest özellik teorisi’nin söylediği gibi bazı zamanlarda olduğumuz kişinin dışına çıkmamız ve dışa dönükmüş gibi davranmamız gerekebilir, ama geri kalan zamanlarda kendiniz olun.
- Gündelik yaşamda olabildiğince çok “onarıcı niş” yaratın. (“Onarıcı niş” Profesör Little’ın ortaya attığı ve gerçek benliğinize geri dönmek istediğinizde gittiğiniz fiziksel yada zamansal olabilen bir yer için kullandığı bir terimdir.)
- Sevdiğiniz ve önemsediğiniz işleri yapmak için doğal güçlerinizi (sebat, konsantrasyon, sezgi ve duyarlılık) kullanın. Çatışmaları çözün, yaratıcı olun, derin düşünün.
- Eğer dünyaya katkı sunmanızı gerektiren işler topluluk önünde konuşmayı, çevre edinmeyi ya da sizi rahatsız eden başka faaliyetleri gerektiriyorsa da yapın. Ancak bunların zor olduğunu kabul edin, kolaylaştırmak için ihtiyaç duyduğunuz eğitimi alın ve işi bitirdiğinizde kendinizi ödüllendirin.
- Kim olursanız olun, görüntünün gerçeklik olmadığını aklınızdan çıkarmayın. Bazı insanlar dışa dönük gibi davranır ama bu çaba onlara enerji, özerklik ve hatta fiziksel sağlığa mal olur. Diğerleri mesafeli veya düşüncelerini kendine saklayan kişiler gibi görünebilir ama iç dünyaları zengindir.
Kitap için yorumum: İçe dönüklük ile ilgili çok fazla şey öğrenmemi
sağladı. Ancak kitap kendi içinde çok fazla tekrara düşmüştü. Tek bir
paragrafla anlatılabilecek şeyler sayfalarca aynı şeyler yazılarak anlatılmış.
Konu sıralaması da beni rahatsız etti çok daha anlaşılır ve düzenli bir şekilde
düzenlenebilirdi. Yine de bu kitaptan çok şey öğrendim. Özellikle içe dönük
olduğunu düşünenler, ya da çevresinde içe dönük insanlar bulunanlar okumalı.
İçe dönük yakınlarına
benim tavsiyem (kendi yakınlarım da bu gruba dahil); lütfen içe dönüklerin
yalnız kalma ihtiyaçlarına saygı gösterin. Yalnız kalmak istemeleri sizi
sevmemelerinden ya da sizinle vakit geçirmekten keyif almadıklarından değil; sadece enerjilerini depolamak için yalnız kalmaya ihtiyaçları var.
Sen zaten kitabı
özetlemişsin, ben okumayım hiç diyenleriniz olursa; en azından Susan Cain’in
Ted videosunu izleyebilirsiniz veya websitesini inceleyebilirsiniz.
Sevgiler,
Bujo of Books…
Çok detaylı ve güzel anlatımınız için teşekkür ediyorum. Sayfadaki görsellerinizi kaynak belirterek http://www.rehberlikakademisi.com/2018/08/25/sakinler-de-kazanir-susan-cain/ adresindeki yazımız kullandım. Defter ve çizimler o kadar güzeldi ki... Yine de izniniz olmazsa kaldırabilirim.
YanıtlaSil